8 Aralık 2007 Cumartesi

doğu karadeniz

AÇIKLAMALAR:Yollar o kadar bozuk ve ısssızdı ki arabaya otostopçu bir kadın ve çocuğunu aldık.
AÇIKLAMALAR:Manzaralar büyüleyici idi. Her yerde çay toplayanlar ve işleyenler vardı.
AÇIKLAMALAR:Rize merkezde biraz dolaştık, yassı peynir aldık, fotoğraf makinesini boşalttık. Tepedeki meşhur Çaykur çay bahçesine çıktık.Çay bahçesinin bekçisi Tayip Erdoğan’ın ikizi gibiydi. Söyleyince hoşuna gitti, aynı köydenmişler.
AÇIKLAMALAR:Sahilden devam ettik. Sahil dediysem otoban sahilin içine etmiş. Şehirlerin ilçelerin çay bahçelerinin parkların denizle bütün ilişkisi kesilmiş. Eskiden deniz kıyısındaki çay bahçeleri şimdi otobanın duvarını seyrediyorlar. O kadar çirkin ki fotoğrafını bile koymak istemedim.Ortaköy kavşağında Çaykur fabrikasında bir mola verdik. İçeri girip kendimi tanıttım, fabrikayı gezmek istediğimizi söyledim. İlgilendiler, İbrahim adında bir gıda mühendisi bizi gezdirdi.
AÇIKLAMALAR:Deneme mahiyetinde yeşil çay da üretiyorlarmış. Anladığım kadarıyla çayı nemlendirip, kıyıp, basınçla eziyor, daha sonra fermentasyona bırakıyorsun
AÇIKLAMALAR:Fermentasyon sonucu yeşil yapraklar siyah renge dönüşüyor. Bırakmazsan yeşil çay oluyor. Fabrika girişinde kamyonlardan kürek kürek yaş çay yaprağı boşaltıyorlardı, içersi de mis gibi çay kokuyordu. Çıkışta fabrikanın müdürleriyle bahçede çay içtik, sohbet ettik.Ortaköy’e gitme amacımız İzmir’de muayene ettiğim bir hastamın bizi davet etmiş olması. Herhalde nasıl olsa gelemezler İzmir’den ta Rize’ye diye düşünmüştü !Şaka bir yana , hastalarımla özel hayatımda prensip olarak bir araya gelmem ama Sabahat Teyze gerçekten çok içten ve samimi bir davette bulundu, ben de inşallah diyerek kabul ettim.
AÇIKLAMALAR:Rize’nin Güneysu ilçesine bağlı Ortaköy, tepelerin arasında yemyeşil ufacık bir köy. Aynı zamanda Tayyip Erdoğan’ın köyü ile de komşuymuş. Sabahat Teyze, Erdoğan’ın anasını babasını hep tanıyormuş. (Erdoğan ailesi İstanbul’a göç etmiş ama Sabahat Teyzeler de yıllar önce Kasımpaşa’ya göçmüş, İstanbul’da da komşu imişler) . İstanbul’da müteahhitlik yapan eşi oralarda kazandıkları paralarla köylerine emekliliklerinde yaşayacakları bir ev yapmış, ama ömrü yetmemiş, evin tadını çıkaramadan kalpten vefat etmiş. Şimdi Sabahat Teyze yazları gelip bir iki ay köyünde kalıyor serinliyor.Ortaköy, Sabahat Teyze’nin deyişi ile duzluk
AÇIKLAMALAR:Ben köyü görünce"Buranın neresi duzluk Allahaşkına!" dedim. Evin önündeki iki voleybol sahası kadar duzluktan bahsediyormuş. Gerçi çevreyi dolaşınca hak verdik: Ortaköy duzluk!
AÇIKLAMALAR:Sabahat Teyze bize hemen tavuk pilav yapmaya başladı. Ben karalahana yok mu dedim. Varmış da yemeyiz diye çıkartmamış. Israrımızla çıkartıp yedik, diyet olmasına rağmen fasulye ile karışık, çok güzeldi .
AÇIKLAMALAR:Karadeniz’de misafire yemek denince herkesin aklına tavuk pilav geliyor, oysa ki biz onları İzmir’de de yediğimizden (gerçi arada tereyağ farkı var) hiç ilginç gelmiyor.Sabahat Teyze ile çok iyi anlaştık. Onun da çok hoşuna gitti, bizi oğlu torunu gelmiş gibi ağırladı.
AÇIKLAMALAR:Bütün gençliği şu andaki evin bulunduğu yerde geçmiş. Müteveffa eşinin evi hemen üstteymiş, geceleri kaçıp konuştukları yerleri, gelin gittiği evi hiç yerinden kalkmadan oturduğumuz verandadan gösterdi. Evin çevresi beş santimetrekare boş kalmayacak şekilde ekilmiş. Duzlukta kabak, fasülye, kivi, erik, yamaca doğru göz alabildiğine çay! Çaylarını hasat ettikten sonra Ortaköy'ün çay fabrikası olan Orçay'a veriyor, onlar da bedelini kiloluk paket çaylar halinde ödüyorlarmış.
AÇIKLAMALAR:Komşular çürümüş kocaman bir vişne acını devirmişler, kabuklarını sıyırıyorlardı.Gece Erzurum İspir’de zevk için arıcılık yapan kaynı Ahmet geldi, bize balcılığı anlattı. Issız dağda tek başına çadırda kalıp pilli radyo dinliyormuş.
AÇIKLAMALAR:Sabah peynirli yumurta, İspir balı ve tereyağla kahvaltı ettikten sonra köyün çevresini gezdik. Komşu Yeşilköy’e, camiye gittik. Camide köylü çocuklar kuran kursu alıyorlardı. Yeşilköy'de pek çok Erdoğan'ın mezarı vardı.
AÇIKLAMALAR:Çiseleyen yağmur altında Güneysu dağları çok etkileyici idi.Dağların en ulaşılmaz görünen yerlerine İstanbul’a göçmüş Rize'liler yazlık evler dikmişler.Köyün üstünde ortak kullanılan değirmeni gezdik,alttan gürül gürül akan derenin suyu ile çalışıyormuş.
AÇIKLAMALAR:Biraz çalıştırdı Sabahat Teyze sonra boş dönmesin, taşı yer diye durdurdu.
AÇIKLAMALAR:Köyde her yere fasulye dikip iplere asımışlar. Hele bir çay tarlasının sahibi bahçesinde yer kalmadığı halde kenarlarda şeker çuvallarına, bidonlara toprak doldurup fasulyesini ekmekten geri kalmamış.
AÇIKLAMALAR:Öğleye doğru Sabahat Teyze'ye dönüşte uğrama sözü vererek Ortaköy’den ayrılıp Güneysu ilçesinden Büyükköy’e ayrılan yola girdik, Çayeli’ne vardık.Çayeli’nin Şairler Mahallesi'nden (Bir de Aşıklar Mahallesi varmış) oldukça sapa ve bozuk yolları takip ederek, sora sora Ağaran Şelalesini bulduk.
AÇIKLAMALAR:Yol şelaleden epey önce sonlanıyor, arabayı park edip yürümek gerekiyor. Önce ben paçalarımı sıvayıp taşların üzerinden atlaya zıplaya şelalenin altına kadar girdim,sonra dönüp Can’ı da aldım. Şelalenin altında oluşan gölcüğe girdik, su buz gibiydi. Hava da kapalı olduğundan şelalenin altına girmeye cesaret edemedim ama çok içimde kaldı.
AÇIKLAMA:AMA BU GEZİDE SİZE ANLATILACAK O KADAR ÇOK ŞY VARKİ

Hiç yorum yok: